acelemiz olmayan günlerdi
gençtik ve vaktimiz boldu
yaz günlerinde aniden bastıran sağanaklar keyfimize keyif katardı
yatak odamıza çekilirdik
pencereyi açardık ki yağmur kokusu girsin içeri
gök gürültüsü köpeğimizi ürkütürdü
ara sıra kafasını kaldırıp bize bakardı
güvende olduğunu anlayıp, geri yatardı
eski şiir kitaplarını severdik
birbirimizi sevdiğimiz gibi
eskiyen sevgimizi sevdiğimiz gibi
sevgi ne kadar eski
o kadar iyi
kitaplar gibi...
şiirler okurduk ve martılar uçuşurdu
martılar yağmurun altında uçuşurdu
biz yorganın altında uçuşurduk kanatlanıp
altı üstü bir yaz yağmuruydu aslında
bahanesiydi aşkın ve yalnızlığın
istemezdik dursun yağmur
en az Afrikalı bir köylü kadar