acelemiz olmayan günlerdi
gençtik ve vaktimiz boldu
yaz günlerinde aniden bastıran sağanaklar keyfimize keyif katardı
yatak odamıza çekilirdik
pencereyi açardık ki yağmur kokusu girsin içeri
gök gürültüsü köpeğimizi ürkütürdü
ara sıra kafasını kaldırıp bize bakardı
güvende olduğunu anlayıp, geri yatardı
eski şiir kitaplarını severdik
birbirimizi sevdiğimiz gibi
eskiyen sevgimizi sevdiğimiz gibi
sevgi ne kadar eski
o kadar iyi
kitaplar gibi...
şiirler okurduk ve martılar uçuşurdu
martılar yağmurun altında uçuşurdu
biz yorganın altında uçuşurduk kanatlanıp
altı üstü bir yaz yağmuruydu aslında
bahanesiydi aşkın ve yalnızlığın
istemezdik dursun yağmur
en az Afrikalı bir köylü kadar
16 Ağustos 2014 Cumartesi
birdenbire
şairin dediği gibi her şey birdenbire oldu
gök birdenbire
deniz birdenbire
aşk birdenbire oldu
aynı aşk
sonra..
birdenbire yok oldu
aşk nereden geldiği belirsiz
nereye gittiğine kafa yormak gereksiz
gök birdenbire
deniz birdenbire
aşk birdenbire oldu
aynı aşk
sonra..
birdenbire yok oldu
aşk nereden geldiği belirsiz
nereye gittiğine kafa yormak gereksiz
istinat duvarı
sevgililik dediğin birbirine istinat duvarı olmayı gerektirir
dayanma duvarı
hayata dayanabilme
akıp gitmekten koruyan
yaslandığın
dayanıp yaşlandığın
güçlendiren
çevreleyen
sevgili istinat duvarıysa
sen de onun yitirmekten korkutuğu toprağı olmalısın
sevgililik işte böyle olduğunda yüz güldürür
dayanma duvarı
hayata dayanabilme
akıp gitmekten koruyan
yaslandığın
dayanıp yaşlandığın
güçlendiren
çevreleyen
sevgili istinat duvarıysa
sen de onun yitirmekten korkutuğu toprağı olmalısın
sevgililik işte böyle olduğunda yüz güldürür
bir yokmuş bir varmış
ne yapsam nerden başlasam
bilemediğim
o günlerde
başlamıştım bir
yerde
sabah
değildi o yer
ne
de gece
yeni
uyanmış bir ayyaş gibi
hayat
çizgileri vardı yüzümde
ne
yapsam nerden bitirsem
bilemediğim
o gecelerde
bitirmiştim bir
yerde
akşam
değildi o yer
vakit
dediğin zaten tek bir hece
geçmiş şimdilerde gelecekle iç içe
başladım
ve bitirdim
yeni
ölmüş bir bebek gibi
ağıt
vardı bir tek dilimde
baht dönümü
zavallı eşarp
yıllarca
uğurlu diye
giyildi
en özel günlerde
ütülendi
özenle
çekmecenin
hep en güzel köşesinde
ayrıldıkları
gün lanetlendi
hakkında
uğursuz dendi
göz
önünde durup
hatırlatmasın
diye o vefasızı
çekmecenin
en gerisine itelendi
aşk cambazı
cambaz ipinde yürümek gibi
seni sevmek
müthiş bir sessizlik
insanlar nefesini tutmuş
hava durağan
iki yana açık ellerim
başım dik
belli olmuyor kalbimdeki delik
içimde söğüt ağacının yaprak hışırtısı
tarifsiz rüzgarlar
titrer dallarıma sığınmış ihtimaller
her şey bir anda bitebilir
ip kopabilir
anlık bir düşünce kayması
sonumuzu getirebilir
seni sevmek
müthiş bir sessizlik
insanlar nefesini tutmuş
hava durağan
iki yana açık ellerim
başım dik
belli olmuyor kalbimdeki delik
içimde söğüt ağacının yaprak hışırtısı
tarifsiz rüzgarlar
titrer dallarıma sığınmış ihtimaller
her şey bir anda bitebilir
ip kopabilir
anlık bir düşünce kayması
sonumuzu getirebilir
sabahlı bir yağmur
bir kadın uyanık
yağmurlar boşalıyor sabahın kör gözlerinden
bir adam uyuyor
yağmurlar düşüyor düşlerine
kadın ıslak düşüncelerde
adam kim bilir hangi güneşli şehirlerde
tutunmaya çalıştıkça birbirimize
kaydı ellerimiz yağmurlardan
ve kurtçuklar girdi içlerimize
sen oturdun ben uyudum
ben uyandım sen uykudaydın
her gün yeniden
dünden kalmıyor sevgisi
her gün yeniden sevmek zorunda beni
sürekli olan hiç bir şey yok
hayatının bir ömrü yok
günleri tek tek
sağa sola saplanmış birer ok
birikmiyoruz ki
hissi kalsın
kalsın geriye
yaşananlara dair bir iz
bir günün öfkesini çıkarırsın bir günün aşkından
bakiyesi kalır sevginin
sevgi bakiyeleri birikir
ondan beslenilir
ayrı kalındığında
olmuyor
seninle hayat birikmiyor
her gün yeniden sevmek zorunda beni
sürekli olan hiç bir şey yok
hayatının bir ömrü yok
günleri tek tek
sağa sola saplanmış birer ok
birikmiyoruz ki
hissi kalsın
kalsın geriye
yaşananlara dair bir iz
bir günün öfkesini çıkarırsın bir günün aşkından
bakiyesi kalır sevginin
sevgi bakiyeleri birikir
ondan beslenilir
ayrı kalındığında
olmuyor
seninle hayat birikmiyor
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)