28 Şubat 2014 Cuma

monolog


ben!

ben çok renkliyim!

sen!

sen çok siyah beyaz!

ben...

ben ne çok şey biliyorum...

sen...

sen ne az....

ben çok yorgunum

sen ne kadar hafif.


...............


HAYAT?

hayat nasıl bir şey diye soruyorsun bana?

benim de bir sorum var sana...

çocukluk?

çocukluk nasıl bir şey?

....................



sanırım
sen sadece çocukların yaşadığı bir ülkeden geliyorsun!
orada erişkinlik yok

ben de sadece erişkinlerin yaşadığı bir ülkeden geliyorum
orada
çocukluk yok.

.........................


ben seni bir yerden hatırlıyorum! daha önce gördüm sanki ben seni!

sanırım...

seni rüyamda gördüm ben.

aklımda bölük pörçük hatıralar.

çocukluk - erişkinlerin gördüğü bir rüya olmalı

çünkü sana bakıyorum

ben sen olamam.

sen de ben olamazsın.

benim ellerim hiç bu kadar küçük olmadı

ben saçlarımı hiç böyle toplamadım ki!

bana bak!

senin sırtında böyle bir yanık izi var mı?
...........

canın çıldırasıya yandı mı?

.............


hani rüyadan uyanırsın ya

nefes nefese

böyle tanıdık bir yere gidip gelmiş olmanın burukluğu

kalakalırsın yatağın ortasında

işte tam öyle

duruyorsun salonumun ortasında

buruk.

ve ben

seninle ne yapacağımı bilmiyorum.


.................



ağlama!

tanrı aşkına!

ölünmüyor yalnızlıktan!

güven bana!

ölünmüyor!

şimdi ağlamayı kes ve beni dinle.

sana bir teklifim var.

ben de bıktım evet

bıktım geçmişsizlikten

biliyorum

sen de bıktın

geleceksizlikten

gel.

bundan sonra yalnızlık yok

söz.

gel.

gel tut elimi

ben sana vereyim geleceğini

sen de bana ver geçmişimi

bana ver hatırlayamadıklarımı

gel.

gel sarıl bana.

gel.

gel katıl bana.


(gel. gel. gel bir olalım)