denizin kenarında oturuyorum
dalgaların sesini duyamıyorum
doğduğum andan beri tanık olduğum her şey
bir araya gelmiş siren olmuş kulaklarımda
hayat alarmda
sığınacak yer kalmamış
ne kadar gidersen git uzaklara
cihanda bir adım eder bütün çaba
güneş kendi gönlünde doğarmış
boşuna dönme yüzünü sevgilinin doğusuna
gün kendi sırtında batarmış
gök geride bıraktıklarınla kararmış
gerek yok kimsenin ardından gitmeye
rüzgarlar eser tenimde
çöllerin kumu uçar bilinmedik sahillere
gözümden düşen her kirpik
eklenir ana karnındaki bir bebeğe
hayat dolmuş ciğerime
kaçıp gelsem sana terliklerimle
otursam yanındaki sandalyeye
hayatı üflesem içine