nasıl söylesem
sanki üç bin yıllığına dünyayı yönetecen
ne bu ciddiyet ne bu kolalı yakalar
hüviyetin olmasa seni ölümsüz sanarlar
gel sevgili
gir koluma
açalım cennetin bahçe kapısını
mavi kuşlar konsun turuncu ağaçlara
şarabı birbirimizin avucundan içelim
açılalım adaların buluttan olduğu okyanuslara
at şu kelepçe olmuş saatini yere
çık tepin üzerinde
pahalı saatlerin zamanı daha hızlı akar
yetişemezsin dur
durmazsan hayat durdurur
gel sevgili
gir koluma
çıkalım unutulmuş şu küçük balkona
karpuz çekirdekleri gibi
gökyüzünün yıldızlarını ayıklayalım
dileklerimizden olur belki bir ikisi
ah sevgili
gerçek sana hep yetti
oysa ki
bana
hep gerçeküstleri yardım etti