vazoların boş kaldığı günlerdi
hayatım susturucu takılmış bir silah
namlusunu dayamış göğsüme
tetik bilmem kimin elinde
hayatım dediğim bu şey de
boş vazolar gibi duruyor dünyanın bir köşesinde
insanın kendi aldığı çiçekler doldurmuyor sanki vazoları
oysa tek bir papatya
ne güzel durur rakı bardağında
yatağımın yaylarının gıcırdamadığı günlerdi
aynadaki suretim olmasa
var olduğuma en az üç reşit şahit gerekirdi
salondaki yaysız bir o kadar bahtsız kanepe
boş vazo gibi kalmış bedenimi
akşamdan akşama
misafir ederdi