22 Temmuz 2013 Pazartesi

mutlu bir ayrılık hikayesi : SİGARA ile BEN



Tarihler vardır unutulmaz. Doğum günü, ölüm günü, tanışma günü, taşınma günü, evlenme günü, evden ayrılma günü…

20 Temmuz 2013 benim “sigarayı bırakma günüm”.


Bundan 20 yıl önce sadece 15 yaşında bir kız çocuğuyken sigarayla ilk tanıştığım o günün tarihini hatırlamıyorum. Ama şundan eminim ki, o ilk sigarayı yakarken biri bana bu meleti bundan sonraki 20 yıl boyunca her gün içeceksin (bıraktığım güne kadar yaklaşık 67 bin 200 adet sigara içmişim hesapladım), zamanla onsuz yaşayamaz hale geleceksin, içemediğin zaman sinirlerin bozulacak, ellerin titreyecek, sonra dişlerin sararacak, cildin kuruyacak, pis kokacaksın, 20 yıl boyunca küçük bir servet ödeyeceksin (yaklaşık 58 bin tl) deseydi muhtemelen o ilk sigarayı yakmazdım.  


İşte bu ve daha fazla bir sürü nedenden dolayı SİGARADAN ömrümün sonuna kadar kurtulduğum günü 20 Temmuz 2013 gününü asla unutmayacağım. Sanırım kendi öz irademle, kendim için yaptığım en iyi şeydi bu.


Sigarayı bırakmak istiyorsanız kaçınılmaz olarak 1 gün “O SON GÜN”olmalı. Bunun en doğru veya en uygun zamanı yok! Doğru zaman şimdi! Hayatta her şeyde olduğu gibi, tek gerçek an şuan / gerisi yalan.

Ama işte benim için o "doğru" gün bir türlü gelmek bilmedi. Sigara içenler anlar ancak beni... Hayatta birçok alanda başarı göstermiş bir insandım ama içten içe hiçbir şeyden sigarayı bırakmaktan korktuğum kadar korkmuyordum! Yıllardır, erteledikçe erteliyordum. Hep bir “dönemimdeydim”. Şu geçsin hele, bu geçsin hele derken 20 yıl geçti. Dertler, sıkıntılar geçmedi, beklenen tarihlere hep yenileri eklendi...
Artık sigara içmediğim halimi hatırlayamaz hale gelmiştim. Hatta çok uzun yıllar sanırım sigara içiyor olduğumu sorgulamadım bile. Bu bendim işte. Ben sigara içerdim. Başka türlü olma ihtimalide yoktu. Bu mavi veya yeşil gözlü, uzun veya kısa boylu olmak gibi bir şeydi sanki. Kaderimdi.

                                                                            …………


Hayatımızda birçok şeyi neden yaptığımızı bile bilmeden otomatikman yapıyoruz.
Aslında bunların bizim gerçekten tercih ettiğimiz seçimlerimiz olup olmadığını sorgulamadan "sadece" yapmaya devam edip, ömrümüzün sonuna kadar devam eden “alışkanlıklar zincirinin ortasında” bir hayat geçiriyoruz.

Neden televizyon izliyorsun?  “Çünkü beni rahatlatıyor, kafamı dağıtıyor” --- EMİN MİSİN? İNSANIN BİR KOLTUĞA OTURUP HAREKETSİZCE SAATLERCE DURMASI SENCE İNSANIN DOĞASINA AYKIRI DEĞİL Mİ? KENDİNE TV İZLERKEN BİR BAK DIŞARDAN, ŞİMDİ TV Yİ KAPAT, NE YAPIYORSUN? SADECE DURUYORSUN! ASLINDA HİÇ BİR ŞEY YAPMIYORSUN. HAYATA PASİFSİN. HAYATA KATILIMCI DEĞİLSİN. VE BUNU HER GÜN SAATLERCE YAPIYORSUN. YAZIK DEĞİL Mİ AKIP GEÇEN HAYATA?

Neden bir oturuşta 5 duble rakı içiyorsun ertesi gün başın çatlayarak uyanacağını bilsen bile?

Neden git gide şişmanlıyor olmana rağmen yerli yersiz sürekli atıştırıyorsun?

Neden ihtiyacın olmadığı halde deli gibi alışveriş yapıyorsun hem de devamlı?

Neden çok da sevmediğin insanlarla sırf yalnız kalmamak için görüşüyorsun?

Neden sana iyi gelmeyen o sevgiliden bugün şuan ayrılıp çekip gitmiyorsun?

NEDEN AKCİĞERLERİNİN ÜZERİNE BİR ZİFT GİBİ YAPIŞIP SENİ ÖLDÜREBİLECEK KADAR ZEHİRLİ BİR DUMANI SÜREKLİ İÇİNE ÇEKİYORSUN?

--Bilmiyorsun tam olarak değil mi? Bu sorular gibi nedenini bilmeden yaptığın otomatik alışkanlıkların varsa, hayatının komutasına eline alamıyorsun demektir. İçten içe doğru olmadığını bildiğin ama yapmaya devam ettiğin her nokta senin için bir yenilgidir. Bunu değiştirebilmek ise bir zaferdir. Önce özsaygını kazanırsın, sonra hayatın kendisini.

Neden sigara içen bir insansın? Sorusuna verebildiğin tek cevap aman işte ya “iki sigara keyfim var ona da karışmayın canım” mı? O halde çok klişesin! O sigara diye küçümsediğin minik beyaz şey var ya… O seni yavaş yavaş öldürüyor! Daha ne olsun ayol! Keşke kumarbaz olsaydın! En azından hapiste beş parasız kalırdın ama ölmezdin!

“Tek kaçamağım sigaram vallahi, başka da bir keyfim yok yemin ederim”

İşte burada en büyük yanılgı başlıyor. Sigarayı “canın istediği için”, “sana keyif verdiğini için”, “seni rahatlattığı için” falan içtiğini zannediyorsan yanılıyorsun! Sana yeni bir haberim var! Sen bir nikotin bağımlısısın! Ve tüm bağımlılar gibi bağımlı olduğun madde kanında azalmaya başlayınca yoksunluk duygusu hissediyorsun ve bağımlı olduğun maddeden bir “kick” aldığında zehir yerini buluyor ve yoksunluk stresin azalıyor. Sen de sigarayı “hayatın stresine” iyi geliyor zannediyorsun! Yani aslında stresin nedeni de o, çözümü de… Diğer tüm bağımlılıkların hikayesi gibi.


Sigaranın strese iyi geldiği koca bir yalan! Doğru olsaydı, sigara içmeyen insanların elinde senin gibi sihirli bir yöntem olmadığı için (sigara) stresle mücadele edemeyerek delirmeleri gerekirdi.

Ya Keyif sigaralarına ne demeli?
Kardeşim, almışsın sevdiğin kadını karşında, deniz kenarındasın, gün batıyor, rakını yudumluyorsun… şimdi de stresini alan sigara oldu sana “keyif sigarası”… öyle mi? yemezler!!!
Bir paket sigaranın içindeki tüm sigaralar aynıdır, kahveyle iyi gideni, yemek sonrası iyi gideni, dertliyken iyi gideni, keyifliyken iyi gideni diye bir şey yoktur. HAYAT diye bir şey vardır! Sigarayı her an içtiğin için sigara hayattaki zaten var olan bütün duygularında sadece oradadır! Tek işlevi de seni hasta etmektir. Gri bir dumanın derde deva olduğuna inanmak ahmaklıktır. Öyle olsaydı yeryüzündeki bütün insanlar bu veleti kullanmaz mıydı? Tek akıllı sen misin? Hayır, sen sadece keyif tuzağına düşmüş bir bağımlısın... O gün batımında rakı içiyor olmak zaten keyiflidir, yanında içtiğin o sigara esnasında sen zaten keyiflisindir. Zehirli bir dumanın senin keyfine gerçekten bir katkısı olabileceğine canı yürekten inandığına emin misin? Ve yine zavallı sigara içmeyen insanlar senin bu her derde deva mucizevi sırrından faydalanamadıkları için gün batımından ya da rakı içmekten gerçekten daha mı az keyif alıyorlar??? Bunların hepsi şartlı refleks. İnanca dönüştürdüğümüz yanılgılar. Beyin yıkamalar. Yanlış kalıplar. Zannetmeler.
                                                                         …….


Bedelinin ölüm olduğu bir alışkanlığımdan neden vazgeçmediğimi bilmiyordum. Beni yavaş yavaş öldüren bu dumanı gerçekten sevdiğim için değil bağımlı olduğum için içtiğimi fark etmem katıldığım bir günlük bir eğitimle oldu.
Belki sen daha önce birçok kez sigarayı bırakmayı denedin. Ben 20 yıl boyunca hiç denememiştim. Çünkü ne de olsa sigara içmeyi seviyordum, sevdiğim için içiyordum. İnsan yapmayı sevdiği bir şeyi niye bırakırdı ki?


Sana bu yazımda uzun uzun bu eğitimin içeriğini anlatmak değil niyetim. Nikotin bağımlılığından kurtulmak istiyorsan google’dan “Allen Carr’s Easy Way” i araştır. Kitaplarını oku, videolarını izle ya da benim gibi direk 1 günlük workshop una katıl. Benim gittiğim eğitim merkezi Etiler’deydi. 6 saat sürdü. Workshop esnasında hiçbir görsel kullanılmıyor. Televizyonlarda gördüğümüz mide bulandırıcı görüntüler yok. Hatta sigaranın sağlığa zararları da anlatılmıyor çünkü böyle yapmanın, katılımcıların zekasını aşağılamak olduğu düşünülüyormuş. Hepimiz sigaranın kanser yaptığını biliyoruz artık ama yine de içiyoruz. 


İşte Allen Carr yöntemi meseleyi bu açıdan ele alıyor. Bir insan onu öldüreceğini bildiği halde sigara neden içer? Ve neden bırakmaktan korkar? Bunların altındaki öz duyguları öyle bir açıklıyorlar ki, sigaraya bakış açın sonsuza dek değişiyor. Bu workshop ta araç gereç gibi şeylerde kullanılmıyor, nikotin sakızı, bant, lazer, hipnoz vs. Sadece neden içtiğini ve neden bırakmadığını acı bir şeklide anlıyorsun. Hayatta gücüne en inandığım şey gerçekleşiyor, bakış açın değişiyor. bir meseleye bakış açın değişti mi değişim kökten ve geri dönülmez oluyor. Bunu hayatımın bir çok noktasında deneyimledim. Son 3 yıldır hiç bir ilaç kullanmadım, ne aspirin ne vitamin ne antibiyotik. İdeal kiloma kavuştum. Alkolü ve sigarayı hayatımdan çıkardım. Her gün spor yapıyorum. Vaktimi öldürmüyor, yaşatıyorum. Hayatımdan vakit çalan her şeyi çıkardım, en zor olanları bile. Bunların hiç birini bir araçla yapmadım ya da ilaçla ya da bir yöntemle. Sadece değişmesini istediğim şeylere karşı olan bakış açımı ve inanç kalıplarımı değiştirdim. İşte Allen Carr ın anlatmaya çalıştığı da bu. Sigarayı öyle  bir bırakmalısın ki, arka masadan dumanı geldiğinde canın istememeli, hatta içenler için üzülmelisin. Artık sigarayı sevdiğin yanılgısının yerine sigaranın iğrençliğinin gerçeği olmalı belleğinde. 


Tabii ki bundan sonrası size bağlı. Ben bilgi insanıyımdır. Aklıma yatarsa bir dava / benim için harekete geçmek artık an meselesi haline gelir. sigara köleliğinin içinde bağımlı bir zavallı olduğumu görmek ve bunun bilimsel olarak ispatlandığını öğrenmek beni derinden üzdü. Sigara içiyor olmanın benim keyfi tercihim değil, bir eroinman ile aynı gerekçelere dayalı bir bağımlılık olduğunu anlamak benim için çantamdaki paketi ve çakmağı fırlatıp atmama yeterli oldu.


İlk 3 gün kanımdan nikotin temizlenecekmiş. En zor olan süreç buymuş. İçimdeki nikotin canavarı “beni besle beni besle diye bağıracak tırmalayacakmış”. Eğer ben bir tane yakarsam ve içime çekersem rahatladım, stresim azaldı zannedecekmişim ama aslında bir sonraki sigara için tuzağa düşmüş olacakmışım çünkü yarım saat sonra canavar tekrar “Nikotin! Nikotin!” diye bağırmaya başlayacakmış. Bir sigara yakmam ardından bir sigara ordusunu da içeceğim anlamına gelecekmiş.
Fiziksel bağımlılığım 3 gün sonra geçecekmiş! Bu iyi haber!

Sonra psikolojik bağımlılığım başlayacak… El alışkanlığım, cafelerde otururken, rakı balık yaparken boşluğa düşmem gibi… Bunun da 21 gün süresi varmış. İnsan her neyi 21 gün boyunca düzenli bir şekilde yaparsa veya yapmazsa alışkanlık temeli oluşuyor veya kırılıyormuş. Yani 20 yıllık sigara serüvenimi aşağı yukarı 1 ay içerisinde bedenimden ve ruhumdan atabiliyor muşum! Ne müthiş değil mi?


Bugün sigarasız 3.günüm. İçimde çığlık atan nikotin canavarına yenilmeye niyetim yok! Evet içimi tırmalıyor biraz namussuz. Tarifi imkansız bir şeyler hissediyorum ağzımdan ciğerime inen o borunun içinde… sanki karıncalar var, bir şeyler oluyor. Biraz terliyorum, biraz tedirginim. Hatta dün bir ara sokağın ortasında bir banka oturup anlamsızca ağladım. Sanki bir nefes çeksem sıkıntılarım geçecek! Yok anam yemezler! Bu bağımlılığa yenilmezler! 3-5 gün / 3-5 hafta direnirim, gerilirim gerekirse ama bundan sonraki ömrümde artık sigara içen bir insan olmak istemiyorum. Ben sağlıklı yaşamayı seçiyorum. Sesimin kalınlaşmasını, göz beyazımın, diş etimin, tırnaklarımın sararmasını seçmiyorum. Güzel ve mis gibi kokan bir insan olmak istiyorum. Akciğer kanserinden acı çekerek ölmek istemiyorum.


Kendimi telkin ediyorum. Ben bu bağımlılıktan ve hayatımda vazgeçmekten korktuğum diğer her şeyden daha güçlüyüm. Ben insanım. Allah’ın yarattığı en muhteşem varoluşum. Hiçbir madde, hiçbir olumsuzluk, benden güçlü olamaz.


Hoşçakal Sigara Laneti. Defol Git Hayatımdan. Bir Daha Da Gelme. Artık İstenmiyorsun Bu Evde!